Topraksız Tarım Nedir? Nasıl Yapılır?
Tarım alanlarının imara açılması, miras yoluyla tarım arazilerinin parçalanması, çeşitli kimyasallar ve atıklar nedeniyle toprak kalitesinin düşmesi gibi sebepler, tarım arazilerinin giderek azalmasına yol açıyor. Nüfus hızla artarken verimli toprakların ve ekilebilir alanların azalması, yeni tarım yöntemleri arayışına sebep oluyor. Tarım yapabilmek için denenen alternatif yöntemlerden biri, topraksız tarım. Peki, topraksız tarım ne demek? Geleneksel tarımdan farkları nelerdir? Gelin, topraksız tarımla ilgili detayları birlikte öğrenelim.
Topraksız Tarım Nedir, Geleneksel Tarımdan Nasıl Farklıdır?
Dikey tarım olarak da bilinen topraksız tarım, bitkinin ihtiyacı olan besini topraktan değil, dışarıdan aldığı tarım yöntemidir. Geleneksel tarımla arasında belirgin farklar bulunur. Bunlardan bazıları:
- Topraksız tarım dikey olarak yapılırken geleneksel tarımda bitki yetiştirme yataydır.
- Dikey tarım, kapalı alanlarda tarım yapma imkânı sunarken geleneksel tarımda araziler kullanılır.
- Topraksız tarım bitki yetiştirmede pratik bir destek malzemesi kullanırken geleneksel tarımda toprağı işleme süreci vardır.
- Topraksız tarımda ışıklandırma ve yetiştirme ortamı yapay olarak hazırlanır. Geleneksel tarım ise doğal koşullara çok daha fazla bağlıdır.
- Topraksız tarımda ilaçlamaya olan ihtiyaç yok denecek kadar azken geleneksel tarımda toprakta yaşayan organizmaların bitkilere zarar vermemesi için ilaçlamaya gereksinim duyulur.
Topraksız Tarım Nasıl Yapılır?
Topraksız tarım yapmanın farklı yöntemleri var. Bunlar:
Hidroponik: Bu yöntem, durgun su kültürü olarak da adlandırılıyor. Bitkiler bir platform tarafından desteklenir ve kökler besin solüsyonu içinde büyür. Bitkinin kökleri doğrudan besini ve suyu emer. Böylece çok daha az su kullanılır. Kısa sürede yüksek verim ve çapa, toprağı dinlendirme, ilaçlama gibi süreçler olmadığı için çok daha hızlı hasat elde edilir.
Aeroponik: Nemli bir ortam gerektiren bu yöntemde bitkiler, kökleri havada asılı kalacak şekilde yerleştirilir. Sisleme veya köklere düzenli aralıklarla besin solüsyonu püskürtme yapılarak bitki beslenir. Bu yöntemde bitkiler oksijene doğrudan ulaşabilir ve besin ihtiyaçlarını hava yoluyla kaşılar.
Akuaponik: Bu yöntemde bitkiler ve balıklar aynı akvaryuma yetiştirilerek besin zinciri döngüsünden faydalanılır. Balık dışkıları bitki gübresi işlevi görür. Balık ve bitki arasındaki besin döngüsü sayesinde su temiz kalır. Akvaryumda yapılan topraksız tarım yöntemi kimyasal gübre kullanımının önüne geçer ve organik tarım ürünleri elde edilmesini sağlar.
Hangi Bitkiler Topraksız Tarıma Daha Uygun?
Besin, oksijen, ışık ve sıcaklık dengesi sağlandığında dikey tarımla tüm bitkiler yetiştirilebilir. Ancak koşullar sağlandığında bütün bitkileri yetiştirmek mümkün olsa bile bazı bitkilerin yetiştirilmesi çok daha fazla özen isteyebilir. Örneğin ağaçlar büyümek için köklerini geniş alanlara yaymaya ve uzayabilecekleri boşluklara ihtiyaç duyar. Ancak topraksız tarımda dikey bir yöntem uygulandığı için çok fazla büyümeyen bitkilerin yetiştirilmesi tercih edilir. Bu nedenle hızlı büyüyen ve dikey tarım yapılabilecek kısa boylu bitkileri yetiştirmek topraksız tarımda çok daha iyi sonuçlar verir.
Topraksız Tarım ile Ne Üretilir?
"Topraksız tarımla ne yetişir?" derseniz bu bitkilerden bazılar şunlardır:
- Çilek,
- Domates,
- Marul,
- Maydanoz,
- Salatalık,
- Biber,
- Fesleğen,
- Nane,
- Ispanak,
- Pancar,
- Kekik,
- Patates,
- Karpuz,
- Kavun,
- Çiçek.
Topraksız Tarımın Avantajları Nelerdir?
Topraksız tarım, geleneksel yöntemlere nazaran birçok avantaj sağlar. Bunlardan bazılarına kısaca değinelim:
Geleneksel tarım yöntemlerinde bitkiler toprağa yatay bir şekilde ekilir. Bu nedenle çok fazla alana ihtiyaç duyulur. Topraksız tarım yöntemlerinde verimli topraklara ihtiyaç duyulmadığı için tarım alanı derdi ortadan kalkar.
- Bitki köklerinin açıkta, solüsyon içinde veya akvaryumda olması sebebiyle bitki büyürken topraktan su çekmeye ihtiyaç duymaz.
- Bitkilerin ihtiyaç duydukları besin, toprağı aracı olarak kullanmaya gerek kalmadan doğrudan köklerine verilir. Böylece bitki besine çok daha hızlı ulaşarak sağlıklı bir şekilde büyür.
- Mevsim veya iklim etkileri topraksız tarım için kısıtlayıcı değildir. Kontrollü bir ortamda bitkinin ihtiyaçları karşılanarak mevsim değişikliklerinden etkilenmesi engellenir. Bu esneklik, topraksız tarım kurulumu yapılan her koşulda bitki yetiştirmeyi mümkün hâle getirir. Tarım kapalı alanda yapıldığı için buzlanma, yağış gibi çevresel faktörlerin sebep olabileceği hasat kaybı ve bitkilerin çürümesi en aza iner.
- Toprağı kazma, havalandırma, sulama gibi işlere gerek kalmadığı için enerji ve iş gücünden de tasarruf edilir.
- Bitkinin besin almasını engelleyen, toprağı işgal eden ve böceklerin üremesi için elverişli olan yabani otlar olmadığı için bitki açısından ortam güvenliği daha yüksek olur.
- Bitki yetiştirirken yapay ışıklandırma kullanılarak minimum enerjiyle maksimum verim elde edilir.
- Verimsiz topraklara sahip veya iklimi elverişsiz ülkelerin de gıda üretimi yapmasına imkân verir.
Topraksız Tarımın Su Tasarrufu Üzerindeki Etkisi Nedir?
Topraksız tarımda bitkiler suyu toprak aracılığıyla almadıkları için çok daha az suyla beslenebiliyor. Aynı zamanda tarım alanı kullanılmadığından toprağın ve bitkilerin düzenli olarak sulanması gibi süreçler de ortadan kalkıyor.
Daha önce de belirttiğimiz gibi hidroponik tarımda bitkiler hâlihazırda suyla karıştırılmış bir besin çözeltisi içinde yetiştiriliyor. Toprak suyu emmediği için çok daha az su kullanılıp su ve besin direkt bitkinin köklerine ulaştırılıyor. Benzer şekilde akuaponik tarım yapılırken belli miktardaki suyun içinde bitki, bakteri ve balık yetiştiriliyor. Bu besin zinciri içerisinde balıkların dışkısındaki amonyağın bakteri ve bitkiler tarafından işlenmesi suyu temizliyor. Aeoroponik tarım yapılırken ise çok az miktardaki su ve besin çözeltisi, sisleme veya püskürtme yöntemiyle bitkilere veriliyor. Bu yöntemler geleneksel tarım yöntemleriyle kıyaslandığında çok daha az miktarda su kullanımı sağladığı için büyük ölçüde su tasarrufu yapılmasına imkân tanıyor.
Topraksız Tarımın Şehirleşme Sürecindeki Rolü Nedir?
Şehirlerin giderek kalabalıklaşması ve tarım arazilerinin kısıtlı olması, gıdaya olan ihtiyacı artırıyor. Şehirlere uzak alanlarda yapılan tarım nedeniyle iyi yönetilmesi gereken depolama ve lojistik gereksinimini doğuyor. Bu noktada topraksız tarım, şehirleşme sürecinde önemli rol oynuyor.
Toprağa bağlı olmadan üretim yapma imkânıyla şehirleri dikey tarım alanlarına dönüştürmenin önünü açıyor. Kentlerdeki terkedilmiş binalara topraksız tarım kurulumu yapılıyor. Bu sayede kullanılmayan bina ve alanlara yeniden işlev kazandırılıyor. Dikey tarım, üst üste yerleştirilmiş raflar hâlinde tarım yapma imkânı sunarak konteyner gibi kısıtlı alanlarda bile çok sayıda bitki yetiştirme olanağı sağlıyor. Şehirlerde tarım yapılması hava kalitesinin artması bakımından da olumlu etkide bulunuyor.
Kapalı alanlar; yeterli ışıklandırma, oksijen ve nem dengesi sağlanarak bitki yetiştirmeye elverişli hâle getiriliyor. Yalnızca yüksek binalar ve dikey yapılar değil; yer altı tünelleri, kuyular ve kullanılmayan maden tesisleri de dikey tarım alanı olarak değerlendirilebiliyor. Yer altında dikey tarım yapmak, ortamın nemlilik ve yalıtım sebebiyle daha az enerji kullanımı gerektiriyor.
Aynı zamanda bitki yetiştirilen şehirlerin coğrafi özellikleri, iklimi veya güneş alıp almaması gibi etkenler de verimi geleneksel tarımda olduğu gibi etkilemiyor. Böylece topraksız tarım ürün çeşitliliği ve üretim sürekliliği açısından avantaj sunuyor.
Gelecekte gıda gereksinimini karşılamak için ihtiyaç duyulan tarım alanının şehir yaşamının bir parçası hâle getirilmesiyle üretimde süreklilik elde edilmesi amaçlanıyor. Bu noktada topraksız tarım kentlerdeki yapılarda kendine alan açarak gelecekte olabilecek gıda üretimi ve tedariki gibi sorunları önleme fırsatı sunuyor.
Topraksız Tarım Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilirliğe Nasıl Katkı Sağlar?
Yeni nesil bitki yetiştirme yöntemleri söz konusu olduğunda akıllara "Topraksız tarım sağlıklı mı?" sorusu gelebilir. Topraksız tarım kontrollü bir şekilde bitki yetiştirme olanağı sunduğu için gıda güvenliğini ve sağlıklı gıda üretimini olumlu etkiler.
Topraksız tarımın gıda güvenliği bakımından faydalarını şöyle sıralayabiliriz:
- Tarım ortamının yapay olması ve yalnızca bitkilere uygun şekilde hazırlanması; zararlı olabilecek bakteri, böcek, organizma gibi dış etkenlerin bitkiye zarar verme riskini azaltır.
- Dikey tarım tekniğiyle ekosisteme ve sağlığa zarar verebilecek tarım ve böcek ilaçları üretim sürecinden çıkarılabilir. Böylece kimyasal kullanımını azaltma ve temiz üretime geçiş fırsatı sunar. Bitkileri korumak için ilaçlama veya kimyasal kullanımına duyulan ihtiyaç büyük ölçüde ortadan kalktığı için daha temiz ürünler elde edilir.
- Topraktaki bakterilerin neden olabileceği kök hastalıkları dikey tarımda söz konusu olmaz. Bu yöntemler tarım alanı ve kaynak kullanımı konularında avantaj sağladığı gibi bitkiden elde edilen verimi de artırır.
- Organik tohum ve organik besin kullanılarak topraksız tarımla da organik üretim yapılabilir.
Topraksız tarım yöntemleri sürdürülebilirliği de destekler. Kaynakların daha etkili kullanılmasını sağlar. Topraksız tarımın sürdürülebilirliğe olan katkılarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
- Tarımın sürekliliği açısından kentlerde dikey tarım yapmak önemlidir. Topraksız tarım yöntemleri; kullanılmayan tesislerin, binaların, tünellerin veya beton yapıların tarım alanı olarak değerlendirilmesine imkân tanır. Böylece hem kent yapısını korumayı ve sürdürülebilir tarım yapmayı sağlar hem de ekonomiyi olumlu etkiler.
- Tatlı su kullanımını minimum düzeyde tutarak içme suyunun tarım faaliyetlerinde harcanmasının önüne geçer.
- Dikey tarımda kirli ve atık su neredeyse yoktur. Ayrıca ilaçlamaya ve kimyasal müdahaleye gerek duyulmaz. Böylece kimyasalların karıştığı sular toprağa dökülmez. Tüm bunlar da çevre kirliliğinin önüne geçmeye destek olur.
- Dikey tarımda kullanılan enerji, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlanabilir. Bu da fosil yakıtlar kullanılmadan tarım yapılmasını sağlar ve sürdürülebilirliği olumlu etkiler.
Dikey tarım yöntemleri kullanılarak doğal kaynakların tükenmesi, doğal dengenin bozulması, üretim kısıtlılığı ve gıda tedariki gibi konulara etkili çözümler getirilebilir. Böylece sürdürülebilir tarım mümkün hâle gelir.
Topraksız Tarımın Geleceğin Tarım Endüstrisindeki Rolü Nedir?
Sürekli artan nüfus, doğal kaynakların sınırsızmışçasına kullanımı, bilinçsiz tüketim gibi etmenler gelecekte kuraklığa yol açabilir, kıtlık yaşanmasına sebep olabilir. Bu olumsuz senaryoyu engellemek için dikey tarımın önemi her geçen gün artıyor. Enerji ve doğal kaynak kullanımı bakımından avantaj sağlayan topraksız tarımın sunduğu yüksek verim gibi olanakları sayesinde gelecekte en çok tercih edilen tarım yöntemlerinden biri olması bekleniyor.
Günümüzde sürdürülebilir bir yöntem olduğu için dikey tarıma yatırım yapan pek çok ülke, üretimlerinden yüksek verim elde ediyor. Çevreye olan olumlu etkileri ve atık üretmemesi de topraksız tarımın tercih sebepleri arasında bulunuyor. Ayrıca geleneksel tarımda toprağın ilaçlanması, sürekli sulanması ve işlenmesiyle oluşan karbon birikimi yerine minimal kaynakla üretim yapma imkânı sunması da dikey tarımın geleceğin tarım yöntemleri arasında üst sıralarda olmasını sağlıyor.
Artan nüfus ve azalan kaynaklar açısından kentlerde dikey tarım yapmak bir tercih değil, ihtiyaç hâlini alıyor. Tarımı yalnızca araziyle kısıtlamak yerine kentleri de tarım alanına dönüştürmek, gelecekte gıda ihtiyacının toprağa bağlı kalmadan karşılanması açısından umut vadediyor. Aynı zamanda iklim krizine neden olabilecek tarımsal faaliyetleri bırakmayı da mümkün kılıyor.
Sürdürülebilir Bir Dünya İçin Bireysel Olarak Neler Yapılabilir?
Günümüzün çevre ve iklim sorunlarını çözmek için tarımdan eğitime kadar pek çok alanda yeni alternatifler denenirken bireye düşen sorumluluklar da büyük rol oynar. Atıkları azaltmak, ihtiyaçtan fazlasını tüketmemek ve gıda, kozmetik gibi ürünlerin seçimini bilinçli bir şekilde yapmak; tüketim açısından zararı azalttığı gibi üretime de yön verir. Benzer şekilde banka işlemlerinde kâğıt israfından kaçınmak ve finansal hareketleri dijital olarak yönetmek de sürdürülebilirliğe önemli oranda katkıda bulunur.
Siz de iklim değişikliğine karşı yapıcı adımlar atmak ve sürdürülebilirliği desteklemek için dijital bankacılığı tercih edebilirsiniz. Dijital banka sayesinde hesap hareketlerinizi kolayca kontrol edebilir, yatırımlarınızı yönetebilir ve e-fatura kullanarak kâğıt israfının önüne geçebilirsiniz. Hemen Hayat Finans Mobil uygulamasını indirerek bankacılık işlemlerinizde doğaya dost seçenekleri tercih ederek tasarruflarınızı tek tıkla yönetebilir ve daha pek çok avantajdan yararlanabilirsiniz.